tag:blogger.com,1999:blog-81039754856157698462024-03-05T01:50:01.055-08:00bir yaşam koçunun günlüğüKoç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.comBlogger21125tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-82730612307454890612012-07-31T00:28:00.000-07:002012-07-31T00:28:35.970-07:00EAGLE THE DREAMER’S JOURNAL WITH THE OTHERS...<br />
<br />
<div class="MsoNormal">
Böyle hani arkadaş ortamında tanışırsın ve sonra bir tane
özeli çıkardı ve onunla her zaman birlikte olacağını zannedersin ya
çocukluğunda. İşte ben de o zamanlardaki gibi olacak sanmıştım ve şamanların
ruhsal hayvanlarını içlerine soktukları gibi içime sokmuştum onu. Öyle ki
haftada en az 3 gün görüşür olmuştuk. Bu da ayrı bir destekliyordu o çocuksu
heyecanı <span style="font-family: Wingdings;">J</span> </div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Wingdings;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
Tanıştığımız günden beri, Avustralya’ya taşınabilirim falan
derdi; ama buna ne o derinden inanırdı o zamanlar ne biz. Belki de hiçbirimiz
de inanmak istemezdik bu da var<span style="font-family: Wingdings;">L</span>
Taaa ki 14.07.2012’ye kadar, sanki bir parçamı kaybetmiştim ya da böyle hayati
bir organımızı almışlar gibi hissettik. AT en incesinden titretti sesini, AY
ise kendini gizledi bulutların arkasına; ama hayat devam ediyordu, hem o
tepelerde süzülen cesur, güçlü, yırtıcı ve muhteşem kartal için, hem de
diğerleri için. Ayrılık vakti geldiğinde kendi duygusal modumdan çıkmak
zorundaydım. Şimdi yazdığım kadar cesur davranamadım orada. Onu kucakladım ve
içime çok kuvvetlice bastırdım. O da bırakmak istemezcesine sarmıştı beni.
Ağlamadım, aslında ağlamanın bana çok yakıştığını ve çok güzel ağladığımı
söylerdi AT; ama orada değil <span style="font-family: Wingdings;">J</span>
Uçacak bir kartalı üzmemek adına ağlamadım. Ayrıldım ve yol boyunca kendimi
koşu bandında hissettim. 10 dklık evimin yolu kilometreler gibi geldi ve tüm
anılarımız birlikte bir film şeridi gibi gözlerimin önünden aktı gitti…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3bz2YGB83V1PmXaw-EUmLM-MLxWQ_zahIO-mm2m9RyP6tk3RhgWkKBCeEs0G2PRhD4F1hnsAINBZFP31eOQotrOH6Wco8zPAIJL5RpbPnS_71Y868bR7n9lNp2f5_ZSzyTPuYvYVuoNg/s1600/foto%C4%9Fraf.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3bz2YGB83V1PmXaw-EUmLM-MLxWQ_zahIO-mm2m9RyP6tk3RhgWkKBCeEs0G2PRhD4F1hnsAINBZFP31eOQotrOH6Wco8zPAIJL5RpbPnS_71Y868bR7n9lNp2f5_ZSzyTPuYvYVuoNg/s400/foto%C4%9Fraf.JPG" width="207" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal">
O gitti; ama bendeki izleri halen daha bıraktığı gibi devam
etmekte, kendimle ilgili yaşadığım en büyük değişimleri ve farkındalıkları “Eagle
The Dreamer’a” borçluyum. Bana tuttuğu ışık o kadar güçlüydü ki, halen daha en
karanlık zamanlarımda beni aydınlatması için kullanırım onu… Bu kadar zaman
sonra yazmaya karar vermemi sağlayan şeyde o ışıktır aslında… </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjScktT0BKWEglrqubicO_Pl4kMZ_1pv2hTCUglJhfYesdnUQ7LTFlLHEuaguyMyuHacgNKI3ZobWxSuHTCLQAJ42Tk2n7zrYPPatAfDMuzQ-V6FUq4QNd9dHNdq_E0IzZ5I9z_EswBYUs/s1600/705horse.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="198" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjScktT0BKWEglrqubicO_Pl4kMZ_1pv2hTCUglJhfYesdnUQ7LTFlLHEuaguyMyuHacgNKI3ZobWxSuHTCLQAJ42Tk2n7zrYPPatAfDMuzQ-V6FUq4QNd9dHNdq_E0IzZ5I9z_EswBYUs/s320/705horse.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal">
Belki çok klasik bir şey olacak; ama onun gidişi aslında bu
günlüğün başlangıcı oldu. Evet bir günlük yazmaya karar verdim; ama bu
diğerlerinden farklı bir günlük olacaktı. Benim kalemimden başkalarının
hayatlarını anlatan bir günlük. Eksik parçalar da beni tetikleyecek bir defter
ve konuydu, AT defteri, KARTAL ise konuyu bahşetti bana;) Artık her gün dolup
taşan hikayeler burada can bulsun… </div>
<div class="MsoNormal">
Adı da EAGLE THE DREAMER’S JOURNAL WITH THE
OTHERS…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Minnet Borçlu Olduğum</div>
<div class="MsoNormal">
Eagle The Dreamer ve Horse</div>
<div class="MsoNormal">
By Moon The Leader... </div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-57940783449118952282012-06-06T20:28:00.001-07:002012-06-06T20:28:24.004-07:00DEĞİŞİM SENİN BAŞLAR!!!<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">“Değişim seninle başlar, sen değişirsen evrende değişir” . Dedi bir arkadaşım ve meslektaşım. O güne kadar hep değişim kelimesinden bahsederim; ama hiç bende bu kadar büyük bir farkındalık uyandırmamıştı bu kelime. Sanırım cümlenin de gücü, arkadaşımın da enerjisi buna çok büyük bir katkıda bulundu. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Başıma gelen her olumlu ve olumsuz durumlarda hep kendime sanırım değişim geçiriyorum derdim; ama hiç bu kadar fazla ve derinden düşünür olmamıştım. Sanırım kelimelere yüklediğimiz tanımlar burada <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>anlam kazanıyorlar. Değişim kelimesi ile birlikte hayatımda yapmak isteyip de yapamadığım her şey bir anda film şeridi gibi önümden geçmeye başladı. Oturdum ve hemen liste yapmaya başladım. Son zamanlarda geçirdiğim zor zamanlarımı biraz olsun dindir bu liste ve hemen de koyulmuşum yapmaya ;) Meğer ne kadar da hazırmışım değişmeye bir de bunun farkına vardım.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Yaz ayında kendimi geçindirecek bir iş ve sosyal anlamda kendimle ve listemle ilgileneceğim bir takvim yaptım. ( Her zaman ajanda ve takvimle çalışırım ) Bunu yaparken, sanata, modaya, kitaplara ve fotoğraflara ne kadarda ilgili olduğumu hatırladım. Yazmak için hep bahane arardım. Şimdi bir sürü sebep buldum. Böylelikle blogumla da ilgilenebileceğim. Yazılarımla ve paylaşımlarımla belki de bir sürü insana ulaşacağım, kim bilir belki de onlarda – arkadaşımın bende yarattığı farkındalıklar gibi – farkındalıklar yaratacağım. Bu yaz bol bol. Blogum da Moda, sanat, film, müzik, kitap, koçluk ve içsel yolculuklar ilgili yazılar yazacağım. Ben paylaştıkça büyüğen ve büyüdükçe paylaşan bir adamım. </span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Bu değişim yolculuğumda hepinize benimle birlikte keyifli yolculuklar diliyorum.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 10pt;">
<span style="font-family: Calibri;">Sevgiler…</span></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com0Merkez Mh., Halaskargazi Cd 368, 34387 Şişli/Istanbul, Türkiye41.0602778 28.987777840.9644968 28.8298493 41.156058800000004 29.1457063tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-24539930957932792692011-06-08T17:49:00.001-07:002011-06-08T17:51:16.265-07:00Kalbimin Yazısı<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixx2QZd7D3NR80pwCLZnTWxknT3vuoyF9gBqp1qytigUv80JFJVbzkYnmIjvDgPTDVBYfGfMJ_8UN94oAFBsbsuX6I5G0tF0GxyE17lRA9hCQ0CpzV0DQwxANIRuu2-rvE6x-5dDCY1RY/s1600/HEART+LOU.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 200px; height: 200px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixx2QZd7D3NR80pwCLZnTWxknT3vuoyF9gBqp1qytigUv80JFJVbzkYnmIjvDgPTDVBYfGfMJ_8UN94oAFBsbsuX6I5G0tF0GxyE17lRA9hCQ0CpzV0DQwxANIRuu2-rvE6x-5dDCY1RY/s200/HEART+LOU.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5616015988152220226" /></a><br /><p class="MsoNormal">Hani insana mükemmel enerji veren ve yerinden zıplatan durumlar vardır ya. İşte ben bugün onun tam 10 katını yaşadım. Meslektaşlarım, Melek, Füsun ve Seda tabi kız kardeşimin lezzetli yemekleri eşliğinde mükemmel bir buluşma yaptık evimde. <span style="mso-spacerun:yes"> </span>Tabi buluşma farkındalığı yüksek insanlar hele bir de YAŞAM KOÇLARI ile oluyorsa oradaki aura sanırım tüm mahalleyi etkilemişdir. </p> <p class="MsoNormal">Harika paylaşımlarda bulunduk. Kendi deneyim ve fikirlerimizi paylaştık. Bir kez daha birbirimize kalbimizi saf ve duru halini gösterdik. Sanırım bizi bu denli yakın kılan şeyde bu. Melek’in eve girişinden itibaren üzerinde enerjisini ve ışığını bize yansıtması aslında bir nevi bu güzel anların olacağı sinyalini vermişti. Füsun’un harika yazıları, Dilara’nın yemekleri, Seda’nın yaratıcılık alanındaki kendini geliştirme planları ve tabi benim onlara olan sevgi ışığımda üstüne cabası oldu sanırım.</p> <p class="MsoNormal">Anlayacağınız harika bir akşam geçirdik. Dostlarım evimden ayrılırken yapmış olduğumuz serominin kül kokusu biraz dinginliğime ve iç sesimi dinlemeye itti beni ve oturup bu yazıyı yazmaya karar verdim. Anı yaşıyorum yani. Kelimelere ve cümlelere ilk defa hükmetmiyorum. Silmiyorum ve düşünmüyorum kalbimin istediği şeyleri, iç sesim sayesinde yazıyorum. Bir kez daha bir şeyin farkına vardım bu akşam. Geçmişten sadece çok kısa bir şekilde bahsettik hep gelecek odaklı konuşmalar yaptık. Listeler bile yaptık. Sanırım geleceğimiz ve hayat amacımıza hizmet edecek güzel planlar da planladık ve ilk tohumlarını sergiledik. İşte ben bunun mutluluğunu ve enerjisini yaşıyorum şuanda. Yarın yapacak olduğum iki seansıma hazır, danışanlarıma en farklı halimle gideceğim ve onların kendi kalplerini dinlemelerine tanık olacağım. İşte anı yaşamak bir nevi gelecekteki planlarınız ve hayat amacınız için küçükte olsa bir adımmış. Ben bir kez daha bunu gördüm. </p> <p class="MsoNormal">Şimdi oturup düşünmeyin, sadece ana odaklanın ve kalbinizin sesini dinleyin. Kalbiniz sizin için ne diyor? Dediklerine saygı duyun ve büyük bir çoşku ile kucaklayın. Kötü de olsa ona kucak açın mutlaka size göstereceği güzel ( iyi ) bir şey vardır. Bir de hayatınızda yeni şeyler için yer açın tüm eskileri atın ve hayatınızdan çıkarın. </p> <p class="MsoNormal">Tüm kalbimle hepinizi kucaklıyorum…</p>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-13411378091765099852011-06-07T15:11:00.000-07:002011-06-07T15:15:06.639-07:00EĞER<span class="Apple-style-span"><i><span class="Apple-style-span" style="font-size: 13px; ">Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü<br />ve bunun sebebini senden bildikleri zaman<br />sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;<br /><br />Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir<br />ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;<br /><br />Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan<br />veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,<br />ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,<br />bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok <linkz id="linkz1">akıllı</linkz> görünmezsen;<br /><br />Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,<br /><br />Eğer düşünebilip de <linkz id="linkz2">düşüncelerini</linkz> amaç edinebilirsen,<br /><br />Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır<br />ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;<br /><br />Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından<br />ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,<br />ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür<br />ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;<br /><br />Eğer bütün kazancını </span><span class="Apple-style-span" style="font-size: 13px; ">bir yığın yapabilir<br />ve yazı-tura <linkz id="linkz4">oyununda</linkz> hepsini tehlikeye atabilirsen;<br />ve kaybedip yeniden başlayabilir<br />ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;<br /><br />Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile<br />işine yaramaya zorlayabilirsen<br />ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden<br />başka bir <linkz id="linkz5">güç</linkz> kalmadığı zaman dayanabilirsen;<br /><br />Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,<br />ya da krallarla <linkz id="linkz6">gezip</linkz> karakterini kaybetmezsen;<br /><br />Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;<br /><br />Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;<br /><br />Eğer bir daha dönmeyecek olan <linkz id="linkz8">dakikayı</linkz>,<br />altmış <linkz id="linkz9">saniyede</linkz> koşarak doldurabilirsen;<br /><br />Yeryüzü ve üstündekiler senindir<br /><br />Ve dahası<br /><br />sen bir İNSAN olursun oğlum...</span></i></span><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: 13px;"><i><br /></i></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: 13px;"><i>Rudyard Kipling</i></span></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-17458737821186513552011-02-24T11:17:00.000-08:002011-02-24T11:19:24.361-08:00Çekim Yasasına Güvenin<div><br /></div><div style="text-align: center;"><p class="MsoNormal">Bugün çekim yasasının ne kadar işe yaradığını bir kez daha gördüm.<span style="mso-spacerun:yes"> </span>Gerçekten ne istediğinizi evrene söyleyin ve “bırakın evren sizin için yapsın” metodunu sakın unutmayın. Size kısaca bugün başımdan geçen olayı anlatmak istiyorum;</p> <p class="MsoNormal">Koçluk seansımın dönüşünde biraz canımı sıkan bir şeyler karşılaştım. Ne mi? Yanlış banka kartımı almıştım ve hiç param yoktu. Yani sadece akbille eve gidecektim<span style="font-family:Wingdings;mso-ascii-font-family: Calibri;mso-ascii-theme-font:minor-latin;mso-hansi-font-family:Calibri; mso-hansi-theme-font:minor-latin;mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family: Wingdings"><span style="mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family:Wingdings">J</span></span> ; ama o günkü planlarım arasında çok sevdiğim bir çikolata (Intense), starbucks’tan 1 fincan kahve, istediğim dergilerim ve birkaç sıradan alışveriş yapmak vardı. </p> <p class="MsoNormal">Paramın olmayışından çok istediğim şeyleri, istediğim zaman yapamamanın verdiği bir rahatsızlıktı bu; sonra derin bir nefes aldım ve eve gittiğimde sadece çikolatayı alırım diye düşünmüştüm (inanın canım en çok bunu çekiyordu). Otobüsten indim ve sadece duraktan 10 adım uzaklaştığım sırada karşımda bir bayan standın başında ve Intense çikolatasını bedava tanıtım amaçlı dağıtıyor. Hayatımdaki en özel günlerden biri olarak takvimimde yıldızladım bugünü<span style="font-family:Wingdings;mso-ascii-font-family:Calibri; mso-ascii-theme-font:minor-latin;mso-hansi-font-family:Calibri;mso-hansi-theme-font: minor-latin;mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family:Wingdings"><span style="mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family:Wingdings">J</span></span></p> <p class="MsoNormal">Görüyorsunuz, sadece bir şeyi gerçekten isteyin, hatta canınız çeksin o şeyi ne olursa olsun sınırlamayın kendinizi sadece isteyin ve evrenin yapmasını bekleyin. Belki 10 dk, 10 gün ya da 10 ay beklemeniz gerekse bile, bekleyin ve sürece güvenin.</p> <p class="MsoNormal">Eğer hayatınızda ciddi anlamda sahip olmak istediğiniz ya da yapmak istediğiniz şeylerin listesi olsaydı bunlar neler olurdu?<span style="mso-spacerun:yes"> </span>Peki bunları gerçekleştirmek için neye ihtiyacınız var? Sizi ne daha iyi hissettirir?</p> <p class="MsoNormal">Kolay Gelsin<span style="font-family:Wingdings;mso-ascii-font-family: Calibri;mso-ascii-theme-font:minor-latin;mso-hansi-font-family:Calibri; mso-hansi-theme-font:minor-latin;mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family: Wingdings"><span style="mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family:Wingdings">J<span style="mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family:Wingdings">J<span style="mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family:Wingdings">J</span></span></span></span></p></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-2143532369013289432011-02-07T10:46:00.000-08:002011-02-07T12:37:02.136-08:00Sürekli keşke demek varoluşumuzu yaşamamızı engeller. Bu hafta yaşamınızdaki bir keşkeyi arkanızda bırakacak olsaydınız bu ne olurdu? **<div><br /></div><div><p class="MsoNormal">Şu sıralar günlerim oldukça yoğun geçiyor. Oturup masa başına ne yazı yazabiliyorum ne de kitap okuyabiliyorum. Şunun farkına vardım. Her gün 4 saat koçluk yapıyorum ve bana gelen danışanlarıma ışık ve ayna tutuyorum. Kendi farkındalıklarını bulabilsinler diye; ama kendi farkındalıklarımı arkaya bir yerlere koyduğumu fark ettim ve hemen oturdum çayımı yaptım( Kahve ve kolayı bıraktım<span style="font-family:Wingdings; mso-ascii-font-family:Calibri;mso-ascii-theme-font:minor-latin;mso-hansi-font-family: Calibri;mso-hansi-theme-font:minor-latin;mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family: Wingdings"><span style="mso-char-type:symbol;mso-symbol-font-family:Wingdings">J</span></span>). Yazılarımı yazdım. Danışanlarımla ilgili tuttuğum notları temize geçirdim. Yeni almış olduğum Steig Larsson “The Girl Who Kicked the Hornets’ Nest” adlı romanı okumaya başladım. Bugün o kitabın yarısına yaklaştığımı fark ettiğimde ise içimi inanılmaz bir huzur kapladı. İşte bu sizi mutlu eden şeyleri ertelemeyin aksine onları yapmak için hayatınızda yer açın. Yer açın ki güzel ve başarı dolu şeyler hayatınıza girsin. Siz sadece yer açın evren sizin için oraya koyacaktır. Melek Okay’ın dediği gibi; Hayatiniz bir ruya olsaydi, nasil yorumlardiniz sembolleri, kisileri, habercileri? <span style="mso-bidi-font-family: Tahoma"><o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal">**Melek OKAY</p><p class="MsoNormal">Yaşam Koçu, Enerji Liderliği ve Kişisel Gelişim Uzmanı</p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(51, 51, 51); font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; "><a href="http://on.fb.me/gj7VAL" target="_blank" rel="nofollow" style="cursor: pointer; color: rgb(59, 89, 152); text-decoration: underline; ">http://on.fb.me/gj7VAL</a></span></p></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-36474473776586155442011-01-20T13:46:00.000-08:002011-01-20T18:29:13.795-08:00Kendinizi Zarafetle Koruyun<p class="MsoNormal">Yakından takip ettiğim Yaşam Koçu sayın Talane Miedaner ki – kendisi Yaşam Koçluğu üniversitesinin saygın kişilerindendir. Ondan öğrendiğim dört adımlık basit bir yöntemi söyleyeceğim sizlere; bu yöntem nahoş yorumlardan korunmakta çok işe yarar. “Birisi sizi incitecek ya da canınızı sıkacak bir şey yaptığında, buna sizin izin verdiğinizi anımsayın. İşte size bu tür bir davranışı hem zarafetle hem de etkili bir biçimde durdurmanın yolu” ( Özellikle hanımlar dikkat edin; sizler bu alanda özellikle zayıfsınızdır.)<img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVhT6Vl1ILHZMdfBV9fdS5ZshrNi6D1hlK_mL3f-jGDbzNJLwF_wQV9QC0GIb7pgcQu9d4w4YjaqQecwXzbPTVFT9xonJL6_LUy2lhqwHgX_bMiVjxfaMQXmt2v5LhStD_6-XgIg2ToVg/s320/tartisma-424.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5564389535338130930" /></p> <p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="text-indent:-18.0pt;mso-list:l0 level1 lfo1"><!--[if !supportLists]--><span style="mso-bidi-font-family:Calibri;mso-bidi-theme-font:minor-latin"><span style="mso-list:Ignore">1. <span style="font:7.0pt "Times New Roman""> </span></span></span><!--[endif]-->Haberdar edin “Şu anda bağırıyorsun, farkında mısın?”<span style="mso-spacerun:yes"> </span>“bu sözlerin beni incittiğinin farkında mısın?” “Bu konuda senin yorumunu istememiştim” gibi şeyler söyleyebilirsiniz. Şayet bu da yetmediyse ikinci adıma geçebilirsiniz; ama unutmayın, sadece birinci adımı denedikten sonra geçeceksiniz.</p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="text-indent:-18.0pt;mso-list:l0 level1 lfo1"><!--[if !supportLists]--><span style="mso-bidi-font-family:Calibri;mso-bidi-theme-font:minor-latin"><span style="mso-list:Ignore">2. <span style="font:7.0pt "Times New Roman""> </span></span></span><!--[endif]-->Rica edin. Durmasını isteyin. “Bana bağırmanı şu anda son vermeni istiyorum” ya da “Senden yalnızca yapıcı fikirler istiyorum” diyebilirsiniz. Karşınızdaki kişi tutumunu değiştirmemekte ısrarlıysa üçüncü adımı deneyin.</p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="text-indent:-18.0pt;mso-list:l0 level1 lfo1"><!--[if !supportLists]--><span style="mso-bidi-font-family:Calibri;mso-bidi-theme-font:minor-latin"><span style="mso-list:Ignore">3 . </span></span>Israr edin. “Bana bağırmayı kesmen için ısrar ediyorum” Hala sürdürüyorsa dördüncü adıma geçin.</p> <p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-indent:-18.0pt;mso-list:l0 level1 lfo1"><!--[if !supportLists]--><span style="mso-bidi-font-family:Calibri;mso-bidi-theme-font:minor-latin"><span style="mso-list:Ignore">4. <span style="font:7.0pt "Times New Roman""> </span></span></span><!--[endif]-->Orayı terk edin.<span style="mso-spacerun:yes"> </span>Ama bunu soğuk ve iğneleyici tavırlar vermeden yapın. “Sen bana bağırırken bu konuşmayı sürdüremem, şimdi odadan çıkıyorum.” Bir ilişki içerisindeyseniz ve bunlara rağmen bu kişi ısrarla bunları sürdürüyorsa terk etmeniz gereken kişi o kişidir. Unutmayın hiçbir şey sizden ve değerlerinizden daha önemli değildir. Sizi gerçekten seven insanlar sınırlarınıza saygı gösterecektir.</p><p class="MsoNormal"> <img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqyWyFlBu-rTF_-iBXLXS5DVauiENw8FAK_bjt7rKhbNasEjLEl4T31T6cS-9iRJVfjlOiamwpAEbVY1c2dVfoVqT-OHcaVic_A7qM99J91L-QuNxtlJv4luEjimNrRjcsOXQC6Q862qA/s320/kavga.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 278px; height: 320px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5564389742232305394" /></p><p class="MsoNormal">Bu dört aşamalı yöntemin başarılı olabilmesinin anahtarı, doğal bir ses tonuyla konuşmaktır. Sesinizi yükseltip alçaltmayın. Sakin ve düz olun. Herhangi bir duyguyu barındırmasın. Sesinizdeki küçücük bir suçlamayı, yargılamayı ve öfkeyi fark edersiniz. Unutmayın, yapmakta olduğunuz şey karşınızdaki insanı bilgilendirmek. “Gökyüzü Mavi” cümlesini hangi tonlamada söylüyorsanız bu dört adımda da aynı tonlamayı kullanın. Ne duygusallık, ne heyecan, yalnızca doğal bir ses tonu. Doğal bir tavırla söylediğinizde karşınızdaki kişiye her şeyi söyleyebilirsiniz.</p><p></p>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-90612832123095902232011-01-02T20:51:00.000-08:002011-01-02T20:53:52.190-08:00Daha Mutlu, Başarlı ve Sağlıklı Yıllara...Herkese iyi yıllar ve bu yeni yılın ilk haftasında bol kahkahayı, parayı, sağlığı, aşkı ve başarıyı bir mıknatıs gibi çekmeniz dileğiyle...<br /><br />İYİ YILLAR...Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-14935109734458587902010-12-15T06:56:00.000-08:002010-12-15T06:58:24.888-08:00Bir Yaşam Koçu'unun Gördükleri ve Tavsiyesi...<p class="MsoNormal">Sonunda Yaşam Koçluğu eğitimimin son modülü başlıyor. Sabırsızlıkla ICF ( Uluslararası Koçluk Federasyonu ) üyesi bir koç adayı olması heyecanını yaşıyorum. 100 saatlik Koçluk yapma şartı bile gözümde hiç büyümüyor. Yüzdüm yüzdüm sonuna geldim gibi. Enerji çekimi, evrensel metotların hepsi işe yarıyormuş bunu çok daha iyi gördüm.</p> <p class="MsoNormal">Yaşam Koçu olmadan önce ne enerjiye ne de evrene inanan birisiydim. Hocamın ilk sözü sen yaptığın listelerin işe yaradığını gördükçe şaşıracaksın ve hatta gözlerine bile inanamayacaksındı; oysaki bir Yaşam Koçu buna hiç şaşırmaz zaten beklediği budur demişti. İlk başlarda listemdeki maddelerin işe yaramasını ve bu kadar çabuk olmasına çok şaşırıyordum. Şimdi danışmanlık yaptığım kişilerin listelerinin gerçekleşmesini çok normal bir şekilde karşılıyorum. Gerçekten de benim Koçumun dediği gibi bir Yaşam Koçu buna şaşırmaz beklediği gerçekten de buymuş. Şuanda çok daha rahat <span style="mso-spacerun:yes"> </span>görüyorum. </p> <p class="MsoNormal">Hadi bakalım şimdi herkes hayatlarının her alanındaki ( iş, ev, ofis ve bunların içerisindeki her şey. ) enerji kaçaklarını kapasınlar. İlk olarak enerji kaçaklarınızın neler olduğunu belirleyen bir LİSTE yapın. Sonra bu listede ki maddeleri tek tek hayatınızdan çıkarın. Sonunda ne mi olacak? Evrenin size göndereceği yoğun bir pozitif enerjisi olacaktır. Bu size yeni bir iş, mutlu bir ilişki, belki de yeni bir ilişki, daha başarılı bir yaşam ve hatta daha fazla MADDİ ve MANEVİ bir yaşam gönderecektir. İster inanın ister inanmayın; ama yaşamınızda gerçekten de ENERJİ KAÇAKLARINI tıkamazsanız. Evren size hiçbir konuda yardımcı olamaz. Daha fazla fırsat kaçırmamak için elinizi çabuk tutun. </p> <p class="MsoNormal">Bir Yaşam Koçunun Günlüğüne dair…</p> <p class="MsoNormal">Sevgilerimle</p>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-76593211462952861512010-08-20T11:50:00.001-07:002010-08-20T15:14:03.586-07:00Yeni Ev Heyecanı...Ablamın yeni eve taşınması ayrı bir telaştı derken; asıl telaşın eşyaların gelmesi olduğunu görmüş olduk. Tabi bunun öncesinde yeğenler ile birlikte internette mobilya beğenme faslı daha sonra hadi kalk bakalım beğendiğimiz mobilyaları taaaaa 125 km uzaklıktaki şehirden al Sercan durumları da cabası oldu. Sanki bulunduğumuz yerdeki mobilya mağazalarının suyu çıktı. Olsun hepside ayrı bir heyecandı sonuçta. <div><br /></div><div>Gelelim mobilya araştırmalarına bizim küçük kız ( daha 5 yaşında donunu bile kendi beğeniyor hanımefendi :) ben annem ne alırsa onu giyerdim valla seçimde neymiş ) kendisini bundan 2 yıl önce prenses ilan etti ve buna artık bizde inanmaya başladık benim dışında herkes onu prenses diye çağırır bende süpürgeli prenses derim kendilerine cadı dersem alınıyor. Süpürgeli deyince ben dayımın süpürgeli prensesiyim der :) Neyse hanımefendi prenseslerin favori rengi olan pembe çok güzel bir takım beğendi. Ne yalan atayım gerçekten de harika bir takım.</div><div><br /></div><div>Süpürgeli Prensesin odasının kurulumundan bitimine kadarki görüntüleri;</div><div><br /></div><div><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2Uh_0R-uLpQTv8RE4-Ww672eMp7arlq1Mxuuhwewq2cc7bX5fwsxu45Ycogdqc8ycTo9jz0TyF33EEfBP5YSh-aoQdXfEuM1r0dSr-v2v6uIp1aCNJW-Zsy-l4wrlDVH5sT7v2oiMqBk/s320/Foto%C4%9Fraf-0014.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507569022397047826" /> <img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjYRchgl7s6K6dtCTSho4qBiLTFA3WdWSSLinUuVEwc3Gyl_1jxAXWuAePCOyY6fX6lJs9wanfMLfHSHpna3Yz6bm0OEkTGpQij4AH-z7lbQjainMmKn34of4-L8v5uZrViA2R7usaKZM/s320/Foto%C4%9Fraf-0026.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507569016792040322" /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMef-qQ1itKkH10ih2mLQVyUhmXcPhpFXNfuhUx_Lfhe3Fn8ATWb2aHOe4B4942dnuatiFQPB17oCg0qHVeFUtqY-Q3dYnxLCavDvOCLTMn0LwNViKxWa9wN1qwSdfUGc4DCVCW0ITJks/s320/Foto%C4%9Fraf-0032.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507569032313810962" /> <img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgylZAfne1b_S0iN-XDC-2xPOe5-ybUs-kFLfOxnq23rEOd0gtcqpWBF8vy5Zt8jgx-mct_xmxzTny2tefQVsxmDkTUzv3CePc2uw6-sjNQqcaaLlQ4DW0aupwSc5IMhP24M6SlPgZEIIc/s320/Foto%C4%9Fraf-0036.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507569040740806850" /></div><div><br /></div><div>Tabi şimdi takım alındı bitti. Yok öyle bir şey ne bitmesi asıl şimdi başladı. Yeni nevresim takımları, Çok güzel bir sandalyesi var; ama bir sürü eksik sıraladı hanımefendi buna uygun perdeler ve bir kaç aksesuar ( yeni bir oyuncak sandığı, halı değilde 2 tane beyaz ve pembe kilim, ( hani şöle tüyleri dışarda olan kirimlerden alalım anne ) ise cabası oldu bizim için :) Neyse ben kadının isteği bitmeyeni severim bu yeğenimde tam benim eğittiğim gibi :)))</div><div><br /></div><div>tabi adamlar içeride çalışırlarken bu iki fırlama ne yapıyorlardı tabi ki PC başında oyunnnnnn;</div><div><br /></div><div><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgi-4A_VCsgDCq0Zdxoy1gEl75mAK7_GRGl9PKEQu62be8Ub6HNbepNkknhUW5Ov0Q2fVtM2VFNElBPJaOyy6nb3k1T-oyAPAGTkaqRUJVPXGVWtMUxCy7l-7wJnAJ_4lc6Jb_iIGPz8Bs/s320/Foto%C4%9Fraf-0020.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507572571603090418" /> <img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhAtcyQUf4643TWE5HcqkWfESMqOx3INMofakO6bbtG-v3zThj7RynZlERAOGH9-v49UXnT54HGJ0wjiicrRlgYr7BSg_50ac7yO-VfpfRQEfoaR8hqcUrzzVLqGtyo67drV3EpI4M4M88/s320/Foto%C4%9Fraf-0021.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507572575157851170" /></div><div><br /></div><div><br /></div><div>Sırada Batuhan geliyordu. Hayatımda daha kıymetlisi olmayan tek kişidir kendisi:) Onun odası daha bir güzeldi bence üniversiteden mezun olana kadar eskimeyecek bir tasarımı vardı yani demode olmayacak bir mobilya. O da süpürgeli gibi kendisi seçti odasını ve tüm yerleştirmede kendisine ait. Bana ve annesine düşen tek şey ödemek ve yerleştirmek oldu yani.</div><div><br /></div><div>Bir kaç fotoda Batu'nun odasından bakalım;</div><div><br /></div><div><br /></div><div> <img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOgSafjqFccUqoAAyGudXzmbmiXdplJdzucQz4CMzTk8keZG_Y46jyfD6x7SXb7ck1DcEZ9hno1jwuyiCh9zdUuk8Tp4wPTkn-YeW4PlfP9YMCYgZ5OcnzCGRZq3cQvW4JVX8Tqmtb_A8/s320/Foto%C4%9Fraf-0051.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 240px; height: 320px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507615434583075778" /></div><div> <img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHMUa6hE4ihyJB4pNq2k57-gp8is-4E6Y6WujmZ45WBcg635QD0sSutE_JMQgYunl754YsugW1-9gBqYeZTPkeX-wBolEkVQWNJ9F2E5qviKxlG-y6koD16OYZW4KADT-iY_JUFQ9Cm9Y/s320/Foto%C4%9Fraf-0052.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507615439343166050" /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjbUTAjWJAWxaQSlxeSaF2TCh8TvBTJinUVWC2B9OzJctIzS1xJgGC1zHm-MPUPG6aU89h-EkpOxksV7DloFwDYbl_ngAHkTWrPRVPSIDP1KhYdYCCQvdMbkwtCyiUrO2TXbY3rv_bcrA/s320/Foto%C4%9Fraf-0017.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507615441446076786" /></div><div><br /></div><div>Tabi bu kadar çalışmadan sonra yapılması gereken tek bir şey kalmıştı. HAVUZ. Ablam ve kardeşim evi yerleştirir ve temizlerken ben ve süpürgeli bu zamanı havuza girerek değerlendirdik. Dayı yeğen bir güzel yüzüp güneşlendik.</div><div><br /></div><div> <img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgLnqnNbskHYjr3smJ_p3HXMK7d1U2q9uJEKcF9K8ModeV3cKNmwaA-tdTL1zmbJymF4egJBX2E_Lt1ML_nmxyHavhLh-X0iJrFd87Uxl1O1L7ktZqXrP7bTiuzONq__orUU7h72x1Xm6k/s320/Foto%C4%9Fraf-0010_1.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507617841562538914" /> <img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAwtR_McftXmtwxOTVC9N8WlzYO4HmVoe_VN_01oJfcylMFwICP_3mpCmuUcrQT0p-cyKdV8dvhK70E1EnpVkcd9YUxPaijv4RNTlgdI9Fzcb7WjOB5Y5_bDPbFpKBv9pUmSYSdXUnC4I/s320/Foto%C4%9Fraf-0014_1.jpg" style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507617845650542802" /></div><div><br /></div><div>Gel keyfim gellll misali...</div><div> </div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-59620352005875629072010-08-06T12:56:00.000-07:002010-08-06T12:57:42.902-07:00http://monserinsuzgeci.blogspot.com/2010/08/sn-suheyl-batumun-akp-anayasas.html<a href="http://monserinsuzgeci.blogspot.com/2010/08/sn-suheyl-batumun-akp-anayasas.html">http://monserinsuzgeci.blogspot.com/2010/08/sn-suheyl-batumun-akp-anayasas.html</a><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size: large; color: rgb(120, 63, 4); line-height: 20px; ">Lütfen okuyunuz ve mümkün olduğunca paylaşınız....</span></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-2605517459702481202010-05-28T05:34:00.000-07:002010-05-28T05:58:54.023-07:00Açıcı Bir Röportaj...<div><br /></div><div> Mason ve Masonluk kavramlarını duyan hemen hemen bir çok insanın ilk yaklaşımı kötü bir ön yargı ile besleniyor. Bu gerçekten de böyle mi? Yaklaşık 1,5 senedir bu kavramlar hakkında ve onların kardeşliği ile ilgili araştırmalarda bulundum. Sonunda da şunu gördüm. Bu ön yargıların tek bir sebebi var bilgisizlik.</div><div><br /></div><div> Nihayetinde bana bu konu ile yardımcı olabilecek kişileri buldum ve ellerinde olan bir röportajı da sitemde yayınlamak üzere bana izin verdiler. Başta Masonlar.org Adminine ve ekip arkadaşlarına teşekkürlerimi sunarım...</div><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium; "><b>* Admin: Neden Mason oldun?<br />A.E.: Başvurumu yapmadan önce oldukça kapsamlı bir araştırma yaptım ve hayat felsefeme uygun olduğu için katılmak istedim<br /><br />* Admin: "Masonluk" Kelimesini ilk nerede ve kaç yasinda duymuştunuz?<br />A.E.: Tam olarak duyduğum yaşımı hatırlamıyorum ancak çok küçük yaşlarda diyebilirim.Babamın en samimi arkadaşlarından birisi masondu ve onunla sık sık görüşürdük.Kendisini çok severdim.<br /><br />* Admin: Size Mason oldugunu kendisimi söylemişti?<br />A.E.: Evet. Aslında babamında katılmasını istemişti ozamanlar ancak babam işi gereği çok istemesine rağmen katılamamıştı.<br /><br />* Admin: Derecenizi öğrenebilirmiyim?<br />A.E.: 1.derece çırak masonum<br /><br />* Admin: Daha çok yenisiniz. Masonlugun iyi ve size faydali topluluk olacağından nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Genellikle alt derecelerdeki Masonların birşey bilmediğini ve üst derecelere çıktıkça çok yanliş olaylar görüldüğü söylenir.<br />A.E.: Bu tip bir şey hiç duymadım.Ancak şunu söyleyebilirim ki yapım gereği çok fazla araştırma yapmadan sadece kulaktan dolma bilgilerle hiç bir işe kalkışmam. Bu konu ile ilgili oldukça fazla araştırma yaptım.Tam tersine üst derecelere çıktıkça herşeyin çok daha anlamlı ve güzel olacağını düşünüyorum.<br /><br />* Admin: Peki bu güzellik neden sadece erkekler icin?<br />A.E.: Masonluğun eski geleneklerinden ötürü kadınların mason olarak kabul edilmemesinden kaynaklanıyor.<br /><br />* Admin: Masonluğun amacı nedir?<br />A.E.: Masonluğun amacı insanın kendisini yetiştirip geliştirerek hem kendisine hemde tüm insanlığa faydalı olabilecek bir hale getirmektir.<br /><br />* Admin: Aileniz Mason oldugunuzu biliyormu? Bu konuda ne düşünüyorlar?<br />A.E.: Tabii ki... Ailemin zaten bir çok mason dostu mevcut özeliklede babamın.Bu sebepten kabul edildiğim anda ailemde en az benim kadar memnun olmuştu.<br /><br />* Admin: Teklif mi geldi sizmi başvurdunuz?<br />A.E.: Babama benim Mason olmam konusunda teklif geldi oda bana iletti ancak ben zaten daha öncede kendisine bu niyetimden bahsetmiştim.<br /><br />* Admin: Ne kadar süre Mason olmayi düşünüyorsunuz? Masonluğu ne zaman (hangi koşullarda) bırakırsınız?<br />A.E.: Masonluk bırakılamaz.Zaten bende böyle bir amaç ile girmedim.Masonluk artık benim için bir yaşam tarzı olacak ve sağlığım ve imkanlarım el verdiği müddetçe gidebildiğim kadar gideceğim.<br /><br />* Admin: En beğendiğiniz, örnek aldığınız (idolunuz) olan Mason kimdir?<br />A.E.: C…. Üstad ve şu anki Locamın Üstadi Muhteremi. İkiside çok değerli ve inanılmaz iyi kalpli insanlardir. Ancak C.….Üstad ne yazık ki çok uzun süre önce genç yaşta Ebedi Maşrık a intikal etti.<br /><br />* Admin: Masonluğun amacını açıkladınız. Peki sizin Masonluktaki amacınız nedir?<br />A.E.: Masonluktaki amacım hayattaki amacım ile aynı.Yani kendimi mümkün olduğu kadar geliştirmek ,olgunlaştırmak vede edinimlerimi yardıma ihtiyacı olan insanlarla paylaşmak.<br /><br />* Admin: Bir fakirinde hayattaki amacı kendini geliştirmek, olgunlaştırmak insanlığa yardım olamazmı? Neden Fakirleri aranıza almıyorsunuz?<br />A.E.: Çok olgun ve hatta insan olarak bir çok zenginden daha nitelikli fakirler vardır ancak fakir insanlar kendi geçim dertleri ile çok fazla meşgul olmak zorundadırlar.Bu onların kendilerine ve diğer insanlara ayırabilecekleri çok fazla enerjileri olamamasından kaynaklanır.<br /><br />* Admin: Peki gelelim, sizlerin konuşmaktan en cok kaçtığı konulara... Toplantılarınızda neler yapıyorsunuz?<br />A.E.: Toplantılarımızın bazılarında loca işleri ve gündemdeki maddeler görüşülür bazılarında ise masonlukla ilgili çalışmalar yapılır.Kardeşler hazırladıkları tezleri sunarlar<br /><br />* Admin: Kardeşleriniz hangi konularda nasil tezler hazırlıyorlar? Ritüellerde tezler mi gösteriliyor yani?<br />A.E.: Tezler her kardeşin ilgi duyduğu konularla ilgili olarak veya derece atlamak için loca tarafından bir kardeşe verilen bir konu hakkında olur. Ritüeller ise tamamen farklı bir konu.Ritüellerimizle ilgili bir bilgiyi buradan açıklayamam.<br /><br />* Admin: Neden?<br />A.E.: Masonlukla ilgili konular haricilere açıklanamaz bu bizim en önemli kurallarımızdandır<br /><br />* Admin: Bu gizliligin nedeni nedir? Gizlenmedende, yardım yapılamıyor mu? Yada gizlenmedende, insanlar geliştirilemiyor mu?<br />A.E.: Bu tam olarak bir gizlilik değildir.Kapalılık demek daha doğru olacaktır.Ne yazıkki insanların bazıları masonları çok yanlış bir şekilde tanıyor ve bu da bizim için tehlike oluşturabiliyor.Ayrıca bir insanın kendisi ile ilgili bir konuyu yada durumunu diğer insanlara açıklamak istememesi temel bir insan hakkıdır. Sonuç olarak en basit bir derneğe gittiğiniz zaman bile kapısında üyeler dişinda kimse giremez yazısını görürsünüz.<br /><br />* Admin: Rituel, Ayin demektir. Ayin ise, dini tören demektir. Masonluk bir din değil sanıyordum. Bir din değilse neden Ritüelleri var?<br />A.E.: Masonluk kesinlikle bir din değildir.Ancak masonlar bütün dinlere ve inançlara saygılıdırlar. Kimseye bu konu ile ilgili baskı yapılamaz veya fikir empoze edilemez hatta locada din ve siyaset konularında konuşma yapmak yasaktır. Ritüelleri olmasının sebebi geçmişten gelen geleneklere bağlı olmasındandır ve masonik öğreti bir takım sembollerle verilir.Bunun sebebi ise semboller ve alegoriler ile desteklenmiş bir öğretinin daha iyi anlaşılıp kavranılabilmesidir. Yaptiğimiz çalismalari ve yardımları kutsal olarak kabul ettiğimiz için bu calişmalara ritüel diyoruz. İşin enteresan tarafı Türkiye’de hangi kitapçıya giderseniz gidin masonlukla ilgili kitaplar anti masonik kitaplar dahil din kitapları bölümüne konuluyor Bunun diğer insanların masonluk hakkında çok az bilgiye sahip olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.<br /><br />* Admin: Peki neden çok az bilgiye sahipler? Bunun suçu sizce kimde? Yani Türkiye’de halktan birisi ekonomiyi bildiği kadar dahi Masonlugu bilmiyor. Bu nasıl düzeltilebilir?<br />A.E.: Az bilgiye sahip olunmasının sebebinin, Masonluğun yakın zamana kadar kendisini anlatmaya ve tanıtmaya gerek duymamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Bu durum Anti masonik çevrelerin eline ne yazıkki koz verdi ve gerçek dışı şeyler yazıp insanları yanlış bilgilendirdiler. Bunu düzeltmek için şu anda Masonlar halka doğruları anlatmaya çalışıyor ve Masonluğun ne olduğunu kendi resmi internet sitelerinden de duyuruyorlar.<br /><br />* Admin: Mason Mahfili Derneği ile ilgili yorumlarınız nelerdir?<br />A.E.: Mason Mahfili Derneği Dünya Masonluğu tarafından Düzenli kabul edilmiş bir dernek değildir. Çünkü Masonluğun tüm landmarklarını uygulamamaktadırlar.Dolayısı ile ne ben nede diğer kardeşler tarafından Mason olarak kabul görmezler ve toplantılarımıza katılamazlar.<br /><br />* Admin: Mason ile Harici arasindaki kişilik ve karakter farklari nelerdir?<br />A.E.: Bir Mason ile bir harici arasında her zaman büyük bir fark olduğunu söylemek yanliş olur.Sonuçta en az bir Mason kadar iyi özelliklere ve karektere sahip olan haricilerde vardır. Ancak Masonlar mason olabilmek için uzunca bir araştırmadan sonra kabul edilen seçilmiş kişiler oldukları için bir çoğu sözü edilen erdemlere sahip oldukları düşünüldüğunden dolayı Mason olabilmişlerdir.<br /><br />* Admin: Kurtlar Vadisi dizisi ile ilgili yorumlarınız nelerdir? Bildiginiz gibi o dizideki bazi karakter ve sahnelerin Masonluk ile ilgili olduğu söyleniyor.<br />A.E.: Aslında benimde ilgi ile takip ettiğim bir dizi. Ancak dizinin geçmiş bölümlerinde yayınlanan bazı sahnelerin Masonluk ile ilgili olduğunu iddia eden kişilerin bilgisiz kişiler olduklarını düşünüyorum. Sonuçta bir kişi bir örgüt kurup garip bir takım kostümlerle ayinler düzenleyip Mason olduğunu iddia ederse buna ancak gülünür. Ancak ne yazık ki bu tip sahneler bilinçsiz halk üzerinde anti masonik bir etki yapıyor<br /><br />* Admin: Anlıyorum. Sanırım bu kadar yeter. Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim Kardeşim.<br />A.E.: Ben çok teşekkür ederim Üstadım. Umarım başarılı olabilmişimdir<br /><br />* Admin: Güzel cevaplar verdiniz. Bence bilgi dolu bir yazı olacak.<br />A.E.: Teşekkürler</b></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium; "><b><br /></b></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: 'Times New Roman'; font-size: medium; "><b><a href="http://www.masonlar.org/">http://www.masonlar.org/</a></b></span></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-45716974418864627032010-05-09T00:22:00.000-07:002010-05-09T00:31:13.754-07:00Her annenin güzel çocukları vardır; ama benim annem biraz abartmış :)))<div><br /></div><div> <span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"><b>Anneme ve Tüm Annelere Sevgilerimle..</b></span><b>.</b></div><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; color: rgb(68, 68, 68); font-size: 12px; line-height: 18px; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px; "><p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 1.5em; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial; font-style: inherit; font-family: inherit; vertical-align: baseline; "><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Hani eski zaman</span></b><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;"> masalları anlatır<br />Hüznümü huzura dolarsın<br />Kaşım gözümden çok içim bir parçan<br />Annem sen benim yanıma kalansın</span></b></p><p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 1.5em; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial; font-style: inherit; font-family: inherit; vertical-align: baseline; "><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Hani bir biblon vardı kırdığım<br />Üstüne ne kırgınlıklar yaşadın<br />Ama bil ki ben de parçalandım<br />Annem ben senin yanına kalanım</span></b></p><p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 1.5em; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial; font-style: inherit; font-family: inherit; vertical-align: baseline; "><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Annem annem<br />Sen üzülme<br />Sözlerin hep yüreğimde</span></b></p><p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 1.5em; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial; font-style: inherit; font-family: inherit; vertical-align: baseline; "><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Annem annem<br />Gel üzülme<br />Ben hala senin<br />Dizlerinde</span></b></p></span></div><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwYcCvwHo80dDS_OxwH7-XlN7tyxWtgriQu88pDrNvam3nRla1bSD4piqdxJamWd9xwxfSUaCPlyDCgYOByAA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; color: rgb(68, 68, 68); font-size: 12px; line-height: 18px; -webkit-border-horizontal-spacing: 2px; -webkit-border-vertical-spacing: 2px; "><p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 1.5em; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial; font-style: inherit; font-family: inherit; vertical-align: baseline; "><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Uzayan sohbet gecelerinde<br />Rolleri unutup dost oluruz<br />Bizi bağlayan bu kan değil yalnız<br />Annem biz birbirimize kalanız</span></b></p><p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 1.5em; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial; font-style: inherit; font-family: inherit; vertical-align: baseline; "><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Ben kararlı uçarken yolumda<br />Sen çatık kaşlarının altında<br />Her yeni güne sevgiyle başlarsın<br />Annem sen benim yanıma kalansın....</span></b></p><p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 1.5em; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial; font-style: inherit; font-family: inherit; vertical-align: baseline; "><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: medium;">Ne güzel anlatmış Candan Erçetin Anneleri...</span></b></p></span></div><div><br /></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-4117987590599227232010-04-07T20:57:00.000-07:002010-04-07T21:18:18.486-07:00Karma, Sır ve Ben<p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Hayatıma dair bazı kararlar alırken, ya çoğu zaman başarısız olur ya da bunları kabullenmek istemezdim. Gördüm ki burada kaybeden sadece benmişim; ama bir kez daha olsun bu hataya düşmemek için bir adım attım ve bu adımların arkasında durmaya sanırım bu kez emin adımlarla ilerliyeceğim. Aslında ben hayatı boyunca başarılı gözüken birisi olmuşum yani çevrem bana hep bu yönde olduğunu gösterdi ve evet düşününce öyle birisi olduğumu gördüm. Peki ya neden ilk cümleye başarısız diye başladım? Neydi bunu bana söyleten şey? Çünkü ben yıllarca aslında olmak istediğim ve yapmak istediğim şeyleri insanlara göstermemişim ve bu benim kendime attığım bir yalanmış onu gördüm. Evet çevrem beni başarılı, saygılı, kültürlü, sevgi dolu... gördü ve bu doğruda sadece yanılgı ve anlaşılamayan karma var. Bunun farkına varan kişi sayısı çok az etrafımda. Birisi de BEN.</span></span></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Size ve kendime bu yanılgıyı burada göstermek istiyorum. Yıllardır kitap okurum. Kişisel Gelişim Kitapları bunların başını çeker belkide; ama o kitaplardaki olaylara, durumlara ve hikayelere çoğu zaman ya inanmadım ya da ben yapamıyorum diye bir kenara attım. Çok sonraları gördüm. Aslında bunlar yapılabilcek şeylermiş. Peki ya neden ben bunları çok geç gördüm. Çünkü bunlar iyi şeyler ve cesaretlendirici hikayeler. Biz insanoğlu her zaman ya da çoğu zaman görmek istediklerimize ya da kabullenmek istediklerimize inanırız; ama aslında bu çoğu zaman ( benim gibi durumda olan insanlar ) olmuyormuş. Kısaca size anlatayım. Çok güzel giden bir üniversite hayatım, kimse sevmesede deli gibi aşık olduğum bir kız arkadaşım vardı ve tüm bunları tek bir kalemde geride bıraktım. İşte hikayemin başlangıcı;</span></span></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Evet herşeyi sildim ve Japonya’ya hayatımın dönüm noktasının başlangıç doğrusunu çizmeye gittim. Karma’nın başladığı yere. Herkesin hayatında büyük izler taşıyan isimler vardır. Bu onların idolleri olabilir. Bunlardan bende de var. Hemde bende diğer insanlarda olmayan tipte kişiler bunlar. İki tane boyları 1.65 olan bayan bunlar; Ben gerçek isimlerini kullanacağım Sergül ve Seray bu kişiler. Ben Japonya’ya bu iki isim için gittim. Hayır diyemediğm gözlerinin içlerine baktığımda bile gözlerimi dolduran iki tane kocaman kadın bunlar. Ben onlara abla derim. Her şey o kadar farklı olacaktı ki bizim için Japonya’da yeni bir yaşam bizleri bekliyordu; ama bir şeyi bilmiyordum. Onların bildiği Karma’nın benimle birlikte olduğunu ve ben hep panik havasında ve kötü enerji ile besleniyordum gün ve gün Japonya’da sanki geri dönersem her şeyin çok kötü olacağını telkin ediyormuşum gibi ve evet öyle de etmişim ve geri döndüm; ama yarı buruk yarı özlemle. İşte ilk cümlemde de dediğim gibi ben başarısız olmaya başlamışım. Bunun tersine insanlar sanki Japonya’ya gitmek çok zormuş ve imkansızmış gibi konuşup benim aslında çok büyük işler başardığımı iletmişler bana. Aslında değilmiş. Sadece Karma imiş</span></span><span class="Apple-style-span" style="line-height: 17px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">.</span></span></span></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 17px; "><span style="line-height: 115%; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Döndükten sonra bir arkadaşım sayesinde bir TV kanalı için Yapım Ekibinde Sanat Yönetmeni asistanlığı yapmaya başladım. Yine kendime sadece bu sefer de olmazma yandın Sercan bittin oğlum sen demeye başlamışım kendi kendime. Yine kötü enerjiyi bedenimle şeviştirmeye hatta bu zamanlarda Orgazmın doruklarına taşımışım ki sadece 1 ay sürdü bu iş benim için. Yine başarısızlık göstergesi derken çevrem sürekli olarak “ya nasıl bir insansın helal olsun sana yaptıklarınla gurur duymalısın” Neden mi? Çünkü ben TV kanalında işe yaramayan bir asistandım ama kimse bunu görmedi ve gene Karma boy gösterdi. Onların bana gönderdiği yanlış başarı telkini!... Derken İstanbul’a taşınmaya ve orada bir hayat kurmaya karar verdim. (Tabi daha ben 21 yaşındayım unutmadan sanki evde aç çocuk çoluk var</span></span></span><span style="line-height: 115%; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">J</span></span></span><span style="line-height: 115%; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"> çalış, çalış, çalış) Nihayetinde bir iş buldum. Yine hayatımda yeri olan sayılı insanlardan birisi sayesinde. Otelde resepsiyonda çalışıyorum, derken herşey on numara hayat harika bravo bana; hayır enerjim artık %90 kötü enerjiden oluşuyor. Burası da tutmadı bence bu saatten sonra intihar etmeli</span></span></span><span style="line-height: 115%; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">J</span></span></span><span style="line-height: 115%; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">. Hayır son bir kez kendimi topladıktan sonra ki bu yaklaşık bir ayımı aldı. Psiklojik bozuklular ve başarısızlık korkusu. Yani hastalık! Neyse ailemin isteği doğrultusunda okuluma dönmeye karar verdim. Burada herşey iyi mi oldu? Tersine aynı şeyleri yani kötü enerji ile bugüne kadar yaşadım. Ta ki artık kendimi dinlemeliyim diyene kadar toplam 17 ay sonraya. Neyse şu söz doğruymuş “Zaman her şeyin ilacıdır”. Son anda kulağımda bir ses beni yiyip biterene kadar fısıldadı da fılsıdadı. “Sergül’ün Karması” Hayatının sırrını bul. Bana hep bunu telkin etti. Yani diğer insanların söylediği tatlı yalan ya da düzelteyim benim aslında yapmam gereken, görmem gereken doğruyu bana telkin edemedikleri. Kendi özendikleri ya da yapmak istedikleri şeylerin bir kısmını da olsa benim yapamamdaki çekiciliğin dışına çıkamamaları; ama yanlış anlamayın sakın beni ben kimseyi suçlamıyorum kendimi bile. Sadece ilk cümlemde dediğim gibi “Hayatıma dair bazı kararlar alırken, ya çoğu zaman başarısız olur ya da bunları kabullenmek istemezdim”.</span></span></span></span></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-size:130%;"><span class="Apple-style-span" style=" line-height: 17px;font-size:15px;"><span style=" line-height: 115%; font-size:11pt;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:arial;"></span></span></span></span></p><span class="Apple-style-span" style="font-size:130%;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:arial;"><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Neyseki artık biliyorum... Ben Sergül’ün dediği gibi iyi şeyleri çağırmaya ve hayatımın sırrını yani kendi Karma’mı yaşamaya karar verdim. Bunun için Başta Sergül’ ve sonra diğer güçlü idolüm Seray’ıma Kucak dolu sevgimi ve saygımı burdan onlara gönderiyorum. İyi ki varsınız ve iyiki benimlesiniz...</span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family:verdana;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Sevgilerimle...</span></span></p></span></span><p></p>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-90589514461673800272010-04-07T20:05:00.000-07:002010-04-07T20:55:15.584-07:002 Ay Ömrü Kalan Profesörün Son Dersi...<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dw5XUYnI-pMiGESbFta7Ruoiqzl-40qMua4LOY_mvVXMCGmQpRnNq6o1KtQdiYGInn75IPdpeUwU6Pys5_w3Q' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe><div><br /></div><div>Belki bir çoğunuz izlemişsinizdir ama ben blogum da da paylaşmak istedim... Beni etkileyen güzel bir video...</div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-86429667553441825782010-03-28T16:47:00.000-07:002010-03-28T17:47:04.838-07:00Dış Ticaret Akademisi Çalışmalarım...Uzun zamandan sonra artık oturmalı ve bloğuma yazılarımı yazmaya başlamalıyım dedim. Çalışmakta olduğum kurumda sadece İngilizce Öğretmenliği yapmıyorum. Bunun yanında Eğitim kurumunun Pazarlama Koordinatörü’yüm. Yakında başlayacak Dış Ticaret kursumuzun tanıtımı, reklamı, broşür ve katalog hazırlanması ile bayağıdır uğraşıyorum. Sonunda bunların hepsi bitti ve ben 1 hafta da olsa bir oh çekebileceğim. Bu yorucu ama beni heyecanlandıran tüm zamanımı bloğumda paylaşmak istiyorum; <div><div><div><div><div><br /><br /><div> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB2CmBwajWWSOoDTih1UU7cltw7MLopOoAE2c7WyRCLgNsWTvYP4LqjYIk5FW_jO5kbIKBzU0HWfjJ7n_UhKHOyjadUclnqxBJLo5Gyuh2UrNRg79Z1ijg3e_wdBjYtOYcsfgDzJ2K7wA/s1600/%C3%96NC%C3%9C.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5453841227663303186" style="WIDTH: 142px; CURSOR: hand; HEIGHT: 200px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB2CmBwajWWSOoDTih1UU7cltw7MLopOoAE2c7WyRCLgNsWTvYP4LqjYIk5FW_jO5kbIKBzU0HWfjJ7n_UhKHOyjadUclnqxBJLo5Gyuh2UrNRg79Z1ijg3e_wdBjYtOYcsfgDzJ2K7wA/s200/%C3%96NC%C3%9C.jpg" border="0" /></a> "Kataloğumdan Örnekler " <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOz_xOGF5qcBcxhY4b30E2JiBqjPTAhwJ0k9LuTGSAoul7X78WJqfsvmw7qz9kTsZsLm6GjNFB9RkzRf4m2blPxY3QRKn3dO7pUxSo8pUD7oL58eNA3lSRdrTp52Y_46po_DSXyOD-S-8/s1600/kapak5.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5453841435583077154" style="WIDTH: 142px; CURSOR: hand; HEIGHT: 200px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOz_xOGF5qcBcxhY4b30E2JiBqjPTAhwJ0k9LuTGSAoul7X78WJqfsvmw7qz9kTsZsLm6GjNFB9RkzRf4m2blPxY3QRKn3dO7pUxSo8pUD7oL58eNA3lSRdrTp52Y_46po_DSXyOD-S-8/s200/kapak5.jpg" border="0" /></a></div><br /><br /><div>Dış Ticaret Kursunun başlangıç tarihini belirledikten sonra ilk yaptığımız şey ilgi çeken, sıkmayan, gösterişli ve eşi olmayan bir katalog ve broşür hazırlama kararı aldık. Daha önce de bir Dış Ticaret kursunda çalışmış olduğumdan ve oradaki tüm hazırlık aşamalarında da aktif rol almış olmanın verdiği bir fikir kayması yaşadım. Bu da bu hazırlıkların biraz uzamasına neden oldu. Çünkü aklım hep oradaki yaptığımız çalışmalara kayıyordu. Sloganlar, resimler, içerik hazırlanması gibi… Nihayetinde çok güzel ve farklı bir tasarımla harika bir katalog yapabildim. Broşür için ise yakın bir arkadaşımla müthiş bir beyin fırtınası yaparak yine harika ve gösterişli bir broşür yarattık. Her anı benim için ayrı bir heyecan ve sonrasını düşündüğüm de ise inanılmaz bir sevinç kaplıyordu içimi. Kataloglar bittiğinde ise arkasından Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi’nde tanıtım için stant ayarlaması yaptık. Asıl iş ve heyecan bundan sonra başladı zaten.</div><br /><div><br /> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhY1MERAMOAuwBS37DMROoWf2vKYHq89CpYA2z6dfGpvzz-GHzRnyalQBg63594l5S3M6Z3CgePlwHECJpDYeCcNyhFBeWowFJzw6mb0CtpXEh3GSc8CZ7-tinxvzK2h-nC2sX0CfRHzjg/s1600/SDC15283.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5453838829254635234" style="WIDTH: 214px; CURSOR: hand; HEIGHT: 150px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhY1MERAMOAuwBS37DMROoWf2vKYHq89CpYA2z6dfGpvzz-GHzRnyalQBg63594l5S3M6Z3CgePlwHECJpDYeCcNyhFBeWowFJzw6mb0CtpXEh3GSc8CZ7-tinxvzK2h-nC2sX0CfRHzjg/s200/SDC15283.JPG" border="0" /></a> "Stant Çalışmalarımız " <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhc-9AsgqSmS0yJrQPGaqzYjqnl9HqeSfBIQIRjnRIR0I2m1L12Cmj-dF_R3iUNSYF7HWIXFvZwz9hOWUSgut7_kfR-RLX3p3VvflW-PXkmR8YLkJBCP7DTdY6knyb1jf80YEILnhtpWNs/s1600/SDC15290.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5453840050733755890" style="WIDTH: 150px; CURSOR: hand; HEIGHT: 200px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhc-9AsgqSmS0yJrQPGaqzYjqnl9HqeSfBIQIRjnRIR0I2m1L12Cmj-dF_R3iUNSYF7HWIXFvZwz9hOWUSgut7_kfR-RLX3p3VvflW-PXkmR8YLkJBCP7DTdY6knyb1jf80YEILnhtpWNs/s200/SDC15290.JPG" border="0" /></a><br /><br /><br /><div><div>Stant öncesinde biraz Pazar araştırması yaptım. Tüm çevremi ve onların çevrelerini de yoklayarak bir network genişletmesinde bulundum. Arkasından stant için gerekli görüşmeleri Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü ile görüştükten sonra; bir arkadaşımın isteği ile farklı bir yol izledim. İİBF yıl-kom ( İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yıllık Komitesi) benden onlara mezuniyetleri için sponsor olmamı istediler. Bunu kurumumla görüştükten sonra, eğer bana üniversite içerisinde 2 günlük bir stant imkanı sağlalar ve tüm aktivitelerinde reklamımı yapmaları şartı ile sponsorluklarını kabul ettim. Tabi bu benim çokta işime gelen bir şey oldu. Yıl-kom sayesinde bir çok öğrenciye ulaştım ve databasemi beklediğimden fazlasıyla aldım. Tüm bunlardan sonra bir tanıtım günü gerçekleştirmeye karar verdik. Eskişehir’de bulunan şık bir otelin konferans salonunu kiraladık ve “ Biz Kimiz? Ne Yapıyoruz?” sorularına İhracat Uzmanlarımız eşliğinde öğrencilere tanıtmaya başladık. Sonuç mu mükemmel beklediğimiz rakam minimum 15 maksimum 25 idi. Şuanda kayıtlı 35 öğrencimiz var. 10 Nisan 2010 da eğitimimiz başlıyor ve ben şimdiden o günü bekliyor ve öğrencilerin tepkilerini merak ediyorum. </div><div> </div><div><br /> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZny1X4kSxzQFWk6NKHy2pPHBsqCB229vh_1xXMfNDEID4-KC9JzcnDDM0yaWuiYox9-gYGu0TDy7XMqLi1tTryFSDUstiUoh9g7tTME22_eiS-kcBZt-WWioRnSb4bQBOWrsKqQlxthY/s1600/DSC_5794.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5453846779815880210" style="WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 134px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiZny1X4kSxzQFWk6NKHy2pPHBsqCB229vh_1xXMfNDEID4-KC9JzcnDDM0yaWuiYox9-gYGu0TDy7XMqLi1tTryFSDUstiUoh9g7tTME22_eiS-kcBZt-WWioRnSb4bQBOWrsKqQlxthY/s200/DSC_5794.JPG" border="0" /></a> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWeoZo2Z8n9J4l3PqCdE54gQJmWFBqJcNve-TH2f2tojGYsE8OTwKzu9P4NwVkGB1xTplHSw36bkoUyd_94IKs7dnnHa_qZn37LaAP1_J58bde5dQ-EMY0iEcsftC-iD69lHgb14i_P8c/s1600/DSC_5809.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5453847736839266210" style="WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 134px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWeoZo2Z8n9J4l3PqCdE54gQJmWFBqJcNve-TH2f2tojGYsE8OTwKzu9P4NwVkGB1xTplHSw36bkoUyd_94IKs7dnnHa_qZn37LaAP1_J58bde5dQ-EMY0iEcsftC-iD69lHgb14i_P8c/s200/DSC_5809.JPG" border="0" /></a> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9mQKBkyWUckhcw0DPzjsZZ3fMmxn1y5-a_KVj3GBkaSDmCE4KgebN70QHHV3Q_L5X-nRXC6CuR7VTW4hNxzSzRZQJVG-EpHOkUdnn_c-oiUb2tJRjO9jyJ-nAILrF85v9A3DvIm0Fgsw/s1600/DSC_5816.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5453848683951235122" style="WIDTH: 200px; CURSOR: hand; HEIGHT: 134px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9mQKBkyWUckhcw0DPzjsZZ3fMmxn1y5-a_KVj3GBkaSDmCE4KgebN70QHHV3Q_L5X-nRXC6CuR7VTW4hNxzSzRZQJVG-EpHOkUdnn_c-oiUb2tJRjO9jyJ-nAILrF85v9A3DvIm0Fgsw/s200/DSC_5816.JPG" border="0" /></a><br /> </div></div></div><div> "Tanıtım Toplantımız ve Öğrencilerle Olan birebir Görüşmeler"</div><div> </div><div> </div><div>Tüm bu süreç hiç de yazdığım kadar ile kalmadı tamı tamına 2 ayımı dolu dolu aldı. Gece yarılarına kadar yaptığımız toplantılar ve reklam şirketinde tasarım süresince sabahlamam ve sonrasın derse gidip İngilizce anlatmam sadece gözükmeyen tarafı; ama ben pazarlamacıyım ve iyi bir pazarlamacı olmayı hedefleyen çılgınlardanım. Hiç de öle masa başında oturup fikir yürüteceklerden değilim. Ben fikirlerimi yolda yürürken Kahve Dünyası’ndan aldığım French Press Santos kahvemle yaparım. Duyduğum okuduğum ve gördüğüm şeyleri uygulayarak yaşayanlardanım. Ben işime AŞIĞIM. Çünkü pazarlama aşktır ve aşkla yapılır...<br /><br /><br /><br /></div><br /><br /><br /><div></div></div></div></div></div></div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-46035614456621303382009-12-21T16:55:00.000-08:002009-12-22T12:09:06.262-08:00Hayatım, Yaşam Tarzım, Romantizmin Simgesi Bir Çeşit KARMA; Kadınlarım...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYsPOHA4h9uxloqpG3YV1xuAR1ilJxWgKKry_OpH0tWdQpAOoowbjRoiuXQmFDcf7Q9OVcYYzgcHZC2t4Mu0ROnFDSIPGsqwEDx4ehLXyMb2gnl6SUNI7GgRSDPtRnKKj__Sihr7wac4w/s1600-h/kadinlar_gunu_2006.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417890002934567970" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 256px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiYsPOHA4h9uxloqpG3YV1xuAR1ilJxWgKKry_OpH0tWdQpAOoowbjRoiuXQmFDcf7Q9OVcYYzgcHZC2t4Mu0ROnFDSIPGsqwEDx4ehLXyMb2gnl6SUNI7GgRSDPtRnKKj__Sihr7wac4w/s320/kadinlar_gunu_2006.jpg" border="0" /></a><br /><br />Söz söyleyecek bir şey bulamayınca birtakım duygular anlamsızlaşır, bir boşluk içinde başı sonu belli olmayan cümleler dökülüverir miymiş insanın ağzından görmüş oldum kadınlar hakkında bir şeyler yazmaya karar verdiğim an… Şimdi sağa sola savurduğum kelimelerin bir araya gelip anlamlanması için beklerken fark ettim ki ne zormuş kadınlar hakkında konuşmak…Hayatımda önemli kadınlar vardır. Her erkeğin hayatında olduğu gibi, ama; bu kadınlar farklıdır diğer erkeklerin sahip olduğu o kadınlardan, neden mi? Çünkü benim Kadınlarımın hepsinin ayrı ayrı hayatları vardır.Türkiye'den başlarım size bu kadınları saymaya Japonya'ya kadar gider isimleri zannetmeyin ki 100'ü bulur hayatımdaki önemli kadınların sayıları, nerden baksanız topu topu 5'dir.Az ama özü yaşarım ben onlarla.<br /><br />Aslında çok da anlamak zor değildir kadınları ama sanırım biz erkeklerin pek işine gelmiyor.Onları anlamak, çözmek kimi zamanda dinlemek.Sanırım bu bir erkeğin korktuğu en büyük şeylerden bir tanesi.Kendisinden daha zeki, daha başarılı ve çoğu zaman haklı bir kadın.Benim böyle bir korkum yok aslında ben onları anlamayı ve onların sözleriyle sevişmeyi seven bir erkeğimdir.(Sanırım bu yüzden yalnızım:D) Benim anlamadığım şey ise şu; bir kadın gerçekten de ne ister.Erkeğinin nelere sahip olması gerekir.Kişisel değil genel olarak kadınların ortak noktasındaki erkek profili nedir.Hangi kadına sorsam bu soruyu her kadın ayrı bir cevap veriyor bana.Bunu erkeklere sorsanız inanın çoğu aynı cevabı verir.Kadınlarda ne aradıkları konusunda.İşte benim merak ettiğim şey budur.Kadınlar ne ister?Ne ararlar karşısındakinden?<br />21. yy Kadınlarına bakacak olursak tarihten bu yana artık erkek egemenliğinin git gide kaybolduğunu yada erkeksizde yaşanabiliyormuş diyen kadınları çokça görebiliriz.Sanırım bunun sebebi artık eğitimde ve kariyerde erkeklerden daha ileri gitmeye başladığından olsa.(Çevremdeki başarılı kadınları baz alarak)Ben başarılı ve kültürlü kadınlara ayrı bir aşığımdır.Neden mi?Kendi ayakları üstünde durabilen güçlü emin kişilerdir onlar benim için, ama; tüm kadınların yeri farklıdır bende.<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5waQansGhaLUFNO_zlXwid-djEML1QHgK6u3qUBe42VpPUY1yP6_PiAZ6ZhrVYfK5ixpedPgM_zQpB0mpmZT4dpj7-1b6SqQtgYbjQg04Ihex2plpmeNOTszf3scFdYJ7If8j2MLjMyo/s1600-h/picasso-avignonlu-kadinlar.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5417890243029494338" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 306px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5waQansGhaLUFNO_zlXwid-djEML1QHgK6u3qUBe42VpPUY1yP6_PiAZ6ZhrVYfK5ixpedPgM_zQpB0mpmZT4dpj7-1b6SqQtgYbjQg04Ihex2plpmeNOTszf3scFdYJ7If8j2MLjMyo/s320/picasso-avignonlu-kadinlar.jpg" border="0" /></a>Belki de onları tam anlamıyla anlayamadığımızdan da olabilir, erkeklerin kadınlara fazla yaklaşamamasının ve çözememesinin nedenleri. Benjamınde Casseres’sin de dediği gibi ‘Size gururla kütüphanesini gösteren bir kadına rastladınız mı?’ Ben ne yalan söyleyeyim henüz rastlayamadım.<br />Bu yazıyı yazdım çünkü hayatımda olan ya da olmayan tüm kadınlara söylemek istediğim çok fazla şey var.Sanırım artık bu blogum sayesin onlara bir adım daha yaklaştım.Bu kadınlara ve blogumdaki tüm kadınlara sevgilerimle…Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-74905396740831688372009-12-17T22:50:00.000-08:002009-12-18T07:09:08.985-08:00Kitaplarım ve Kitaplar<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwd7kfc_jMs7UO_YeqjmcpRX_OT_YJ2dLmyPlItJOzGRrx7-Kk3vgzlcDJR9tlpUtFEynntD_FtZh59Oaifwhf-1xTfDUF9IkI_gw9Fkg8JZHg_GHBI2uELlUPKLhBk6czQo-ie7KRy24/s1600-h/DSC04461.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416477538723290114" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 240px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwd7kfc_jMs7UO_YeqjmcpRX_OT_YJ2dLmyPlItJOzGRrx7-Kk3vgzlcDJR9tlpUtFEynntD_FtZh59Oaifwhf-1xTfDUF9IkI_gw9Fkg8JZHg_GHBI2uELlUPKLhBk6czQo-ie7KRy24/s320/DSC04461.JPG" border="0" /></a><br /><br /><div>Neredeyse Kendimi bildim bileli kitap okurum.Bu yönüm ile bir çok insana örnek olduğum gibi bir çok insandan da iyi yönde tepkiler alıyorum.Hemen hemen her konuda kitaba düşkünümdür; ama gün geçtikçe sadece kendi alanım ile ilgili kitapları okumaya ve satın almaya başladım.(Pazarlama, İşletme, İletişim, Reklam... vs) Sanırım Romanlardan ve Hikayelerden gittikçe uzaklaşıyorum.Geçenlerde şöyle bir D&R ve Dost Kitapevi Turuna çıkayım dedim ve ilgimi çeken hemen 3 kitabı satın aldım.Bu kitaplardan en çok ilgimi çekeni Aykut Oğut'un ' Evrenden Torpilim Var!' kitabı oldu aslında Kişisel gelişim kitaplarına karşı bir ön yargım ve antipatim vardır; fakat bu kitabı almamın sebebi hem Kitabın iç başlıkları hem de arka kapak yazısıydı.Çok güzel bir kaç cümle ile bu kitabı çok çekici hale getirmiş ve insanlara sattırmış, bu kitabı satın alan bir kaç arkadaşıma 'Neden bu kitabı aldınız? diye sorduğumda hepside benim düşündüğüm ve satın aldığım şekliyle cevap verdiler.Yani kitap ve yazarı kendini çok iyi pazarlamış.İşte Kişisel Gelişim Kitapları aynı şeyi anlatsa da en çok satılanları hep aynı şeyden ötürü yani başlıkları ve arka kapaklarındaki bir kaç vurucu cümleden dolayı sattırıyor.Tabi kitapların konuları ve içerikleri insanların tercihlerine de kalmış durumdadır.Her neyse size aldığım 3 kitabı ve kitaplığımda 2 den fazla kez okuduğum ve zevk aldığım bir kaç kitabımı paylaşmak istedim.</div><br /><br /><div></div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZhIdJecRJQ6zcQy-Mv_dKHwQXBIL89ERQ6Y-WfvA_EID1RwA8P2sAjT3_0d_1sCjJ5YqCP8qshXH54_aGS9bLiNWHpNF4xPXkMKzvApXkH-ubL0eNYybYhPCX6nCpjb9XWvn7jAPRWmQ/s1600-h/DSC04462.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416478214022057794" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 240px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZhIdJecRJQ6zcQy-Mv_dKHwQXBIL89ERQ6Y-WfvA_EID1RwA8P2sAjT3_0d_1sCjJ5YqCP8qshXH54_aGS9bLiNWHpNF4xPXkMKzvApXkH-ubL0eNYybYhPCX6nCpjb9XWvn7jAPRWmQ/s320/DSC04462.JPG" border="0" /></a><br /><br /><div>Aslında Kitaplar konusunda örnek aldığım ve özendiğim bir kişi var.Sergül Kato kendisi çok yakınımdır.Nam-ı diğer Serrose manevi ablam.Kendisi 3 yıldır Japonya'da yaşamakta ve Japonya'da olmasına karşın internetten halan kitap alışverişi yapmakta.Sanırım Kitaplığında 1500 den fazla kitap bulunuyor.Ne zaman Sergül ile bir araya gelsek konu hep kitaplara gelir ve onlarla biter bunu okudun mu, şunu kesin satın al, şu kitaptaki bu söz bu konu çok hoşuma gitti gibi.Hatta geçenlerde bana Son okuduğu bir kitabın resmini ve içinde ilgisini çeken 3 cümlenin fotoğrafını çekip mail attı.Kitabı bir arkadaşı çevirmiş kesinlikle oku mutlaka seversin dedi.Bende gidip satın aldım.Aldım da daha okumak nasip olmadı şu aralar bayaga yoğunum boş olduğum bir anda elime almayı düşünüyorum.</div><br /><br /><div></div><br /><br /><div>3. kez okumaya başladığım bir kitabı paylaşmak istiyorum sizinle.Matsushita Lİderliği ( John P. Kotter.)Bu kitap gerçekten de dünya da belkide gelmiş geçmiş en iyi lideri Panasonic ve Quasar'ın kurucusundan bahsediyor.Gerçektende örnek alınası bir lider Matsushita.Bu kitapta en çok iligimi çeken bölümü sizler ile paylaşmak istedim.</div><br /><br /><div></div><br /><br /><div>'<em>Gençlik bir yaşam dönemi değil, bir zihin halidir; pambe yanaklar, kırmızı dudaklar ve esnek dizlerle ilgili değil, iradeyle, bir hayal gücünün kalitesiyle, duyguların gücüyle ilgilidir; yaşamın derin pınarlarının tazeliğidir.</em></div><br /><br /><div><em>Gençlik cesaretin çekingenliğe, serüven arzusunun dinginlik sevgisine karşı duygusal olarak baskın olmasıdır.Bu, çoğu kez, yirmilik bir delikanlıdan çok altmışlık bir adamda görüşülür. Kimsede sadece yaşadığı yılların sayısıyla yaşlanmaz. Biz iradelerimizi terk ederek ihtiyarlarız.'</em> </div><br /><br /><div></div><br /><br /><div>Bu sözün ilgimi çekmesinin asıl sebebi şu gerçektende ne zaman irademi kaybetsem, yenik düşsem 'KEŞKE' diyorum.Bu bana gerçektende sıkıntı veriyor ve kimse erken yaşlanmak istemez; ama gerçek şu ki ne kadar çok keşke dersek o kadar çok şey kaçırmış oluyoruz. Sanırım bu da beynimizi yaşlandırıyor. O zamandan beri irademi kontrollü kullanmaya ve yapacak olduklarıma konsantre olmaya çalışıyorum.Bu beni mutlu ediyor. Mutlu olan kişiler geç yaşlanırmış... </div>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-15556504186587953592009-12-17T22:19:00.000-08:002009-12-17T22:24:00.636-08:00Yeni bir Yaşayış biçimi ya da yeni bir Referans kaynağı Haline gelen BLOG ve BLOGCULARŞirket Blogları<br /><br />Kısaca “İnternet Günlüğü” olarak tarif edilen ve çok çeşitli konuların ele alındığı bloglar, kısa zamanda internetin en popüler alanları arasında kendine yer buldu.<br /><br />Yayınlanmakta olan 50 milyonun üzeinde blog olduğu düşünülürse, internet kullanıcılarının önemli bir kısmının en az bir konuda blogu bulunuyor diyebiliriz. Blog sahibi olmayanların ise müdavimi olduğu, içeriğine en azından yorumlarıyla katkıda bulunduğu bloglar var. İnternette gezinirken kişiler dışında okulların, köylerin, mahallelerin, siyasi grupların, çevrecilerin akla gelecek herkesin bloguna rastlamak mümkün.<br /><br />Blog konusunu fazla uzatmadan, nispeten daha yeni kavramlar olarak karşımıza çıkan pazarlama ve şirket blogları konusuna geçmek istiyorum. Günümüzde bloglar paylaşım ortamları olarak, iletişim ve etkileşim tercihlerinde yükselişini sürdürüyor. Özellikle blog okuyan ve yazan kitleyi “hedef kitle” olarak kabul eden teknoloji şirketleri blogger kitlesine ulaşmaya çalışıyor. Bu çaba artan blog ve blogger rakamlarına bakılırsa daha anlaşılır hale geliyor. Birçok şirket, çalışanları ve iş ortaklarının kullanımı için ve tabiki müşterileri için bloglar oluşturuyor. Bazı teknoloji şirketleri ise ürünlerini hakkını vererek kullanan ve tanıtan bloglara sponsor oluyor. Bunlar bilişim sektörü açısından olduğu kadar, pazarlama sektörü açısından da önemli ve çok yeni gelişmelerdir.<br /><br />Corporate Blogs olarak bilinen şirket blogları çalışanlar ve iş ortaklarının iletişimini sağlamasının yanı sıra son kullanıcıların-tüketicilerin tecrübelerini paylaştığı, şirketten isteklerini sıraladığı alanlar olarak da öne çıkıyor. Tecrübe paylaşımlarının yapıldığı bloglara örnek olarak, THY’nin yeni kullanıma açtığı, Yolcunun Seyir Defteri’ni verebiliriz. <a href="http://www.thy.com/tr-TR/corporate/blog/index.aspx">http://www.thy.com/tr-TR/corporate/blog/index.aspx</a> adresinde yayınlanan blogda şu an yolcuların uçuş tecrübeleri aktarılıyor. <br /><br />Son dönemde şirketler tanıtıcı veya kendini anlatan blogların yanı sıra blog marketing’i müşteri dinleme aracı ya da bir pazarlama yaklaşımı olarak kullanıyorlar. Yani deyim yerindeyse blogların gücünden faydalanma yoluna gidiyolar.<br /><br />Corporate Bloglar, özellikle arama motorlarında işletme ve ürünün görünürlüğünü artırırıken, müşterinin anlık geri dönüşüne imkan tanıyor. Marka yaratmada pozitif etkisi oluyor ve tanıtım maliyetlerini de azaltıyor.<br /><br />Kişisel blogların aksine şirket bloglarını sıkı bir şekilde takip etmek gerekiyor. Blogları iyi düşünerek, planlayarak oluşturmanın yanı sıra etkin bir şekilde kullanmak da çok önemli.<br /><br />Örneklere baktığımızda bazı şirketlerin bloglarının satışları artırmak amacıyla oluşturulduğunu gözlemliyoruz. Yurt dışında örnekleri görülen bu tür pazarlama blogları Türkiye için yabancı sayılır. Türkiye’de nispeten daha yaygın olan işletme blogları, müşteriyi ve ihtiyaçlarını anlamaya yöneliktir.<br /><br />Konu, kapsam ve amaçlanan ne olursa olsun, blogun profesyonel bakış açısıyla ve blogger’ların isteklerinin farkında olarak tasarlanması çok önemlidir.<br />var addthis_pub="cengizh";<br /><a href="http://www.workcube.com/">http://www.workcube.com</a>Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-52655314482328223592009-12-17T21:26:00.000-08:002009-12-17T22:25:28.350-08:00Stratejide Sezgilere Yer Var mı?<blockquote></blockquote><a href="http://www.temelaksoy.com/">http://www.temelaksoy.com/</a> <blockquote><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeRhS2MJgmCJ0zIm9XB02Il9guDgK2xUN6FOiqcODghuSyQseoml47pIU-Uw2GCv-ibTSo357Mtcv4FzwBThKg5bTSpRXkrRXcNNC2QH5ElMl_vXFIOEFnS8YwS6MH2kNPAM6ttmL1zZA/s1600-h/Resim022.jpg"></a><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeRhS2MJgmCJ0zIm9XB02Il9guDgK2xUN6FOiqcODghuSyQseoml47pIU-Uw2GCv-ibTSo357Mtcv4FzwBThKg5bTSpRXkrRXcNNC2QH5ElMl_vXFIOEFnS8YwS6MH2kNPAM6ttmL1zZA/s1600-h/Resim022.jpg"></blockquote></a><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416445688369961842" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 220px; CURSOR: hand; HEIGHT: 148px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeRhS2MJgmCJ0zIm9XB02Il9guDgK2xUN6FOiqcODghuSyQseoml47pIU-Uw2GCv-ibTSo357Mtcv4FzwBThKg5bTSpRXkrRXcNNC2QH5ElMl_vXFIOEFnS8YwS6MH2kNPAM6ttmL1zZA/s320/Resim022.jpg" border="0" /><br />Yazılarını çok yakından takip ettiğim ve gerçekten de benim blogumun gelişimi için bana çok yardımı dokunan Sayın Temel Aksoy'un blogundan çok hoşuma giden bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.Umarım bana verdiği etkiyi sizin içinde vermiş olur.Kendisine tekrar teşekkür ediyorum bu güzel yazıları için.<br /><br />İş dünyasında, çok yakın zamana kadar “strateji” anlayışı, geleceğin rasyonel ve analitik düşünceyle şekillendirilmesi işiydi. Strateji mantıksal bir süreçti ve kimse strateji kavramıyla duygularımızı ve sezgilerimizi yan yana koymuyordu. Bugün hala, strateji kavramı çoğumuz için beynimizin sol tarafıyla yani mantığımızla başarabileceğimiz bir uğraştır.<br />Peki sizce sezgilerimizle strateji kurgulamamız mümkün mü?<br />Stratejiyle ilgili düşüncelerin kökeni, Milat’tan önce 6000 yıllarında yaşamış, Çinli filozof Sun Tzu’ya dayanır. “Uzun bir savaştan kimsenin karlı çıkmayacağını, saldırının düşmanın zayıf karnına yapılması gerektiğini, hızlı hareketin önemini ve insiyatif kullanmanın (hamle yapmanın) savaşın kaderini belirleyen en önemli özellik olduğunu” ilk önce Sun-Tzu söylemiş.Sun-Tzu’nun düşünceleri ve özellikle savaş sanatı öğretisi, bugün hala şirket stratejilerini oluşturmak için liderlere ilham veriyor. Örneğin “hiç savaşmadan düşmanı yenmek” Sun Tzu’nun önemli öğretilerinden birisiydi. Sun-Tzu’nun bu öğretisi, günümüze kadar birçok strateji uzmanına ilham verecek, yol gösterecekti.<br /><br />Bizim bugün anladığımız şekliyle strateji kavramını en sistemli şekilde inceleyen, hem şirketler hem ülkeler için strateji geliştirmenin ilkelerini geliştiren yazar Michael Porter’dır. Porter, şirketlerin rekabet üstünlüklerinin nasıl analiz edileceğini (rekabetin beş kuvveti- five forces of competition) saptayan ve kendi yaklaşımını bütün dünyaya kabul ettirmiş olan bir yazardır. Porter’a göre rekabet avantajının iki yolu vardır: Ya maliyetleri en düşük şirket olmak ya da farklılaşmak.<br /><br />Porter’ın somut, pratik, kolay anlaşılır bu yaklaşımı bugüne kadar hepimize yol gösterdi. Porter’ı okurken “nereye gitmekte olduğumuz” ve “oraya nasıl varacağımız” konusunda genel bir emniyet ve “öngörülebilirlik” hissi hakim oluyordu. Sanki içinde bulunduğumuz ortamı iyi analiz edersek belirsizlik üzerinde egemenlik kuracakmışız hissine kapılıyorduk. Portar yöntemini kullanırken değişkenleri tarif ettiğimizde, bu değişkenler sanki bizim tarif ettiğimiz gibi davranacak ve bu şekilde gelecek “tahmin edilebilir” olacakmış hissine kapılıyorduk. Sanki gelecekle ilgili belirsizlik azalıyor gibi geliyordu bize.<br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbOG6_tHJeWuneHngFUpxiI6Qsy-KffguNwO2X2fQIs4saDG8pQeibPeqNZiaxk1ikPl-_tH8Rzko-5_hnSjnn6nbm7yD8hqYSdzgaTGTFL2uOHcF_kiiDhAD0HFoz_6qYc-FpuYjKziQ/s1600-h/QCAW24560CAUZ8J1RCAKDRXQ6CA7T84ZZCAT9GYVGCAP2MVPACAN2U15YCAGO2SYQCA25UDQOCADTQ6XGCAJPLO9RCAHGT8VGCAORXBU1CA6EAD5LCAPO0NYZCAJKYQWMCA94OMY5CAO4ZCKTCA069ZLU.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416446158421111570" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; WIDTH: 150px; CURSOR: hand; HEIGHT: 78px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbOG6_tHJeWuneHngFUpxiI6Qsy-KffguNwO2X2fQIs4saDG8pQeibPeqNZiaxk1ikPl-_tH8Rzko-5_hnSjnn6nbm7yD8hqYSdzgaTGTFL2uOHcF_kiiDhAD0HFoz_6qYc-FpuYjKziQ/s320/QCAW24560CAUZ8J1RCAKDRXQ6CA7T84ZZCAT9GYVGCAP2MVPACAN2U15YCAGO2SYQCA25UDQOCADTQ6XGCAJPLO9RCAHGT8VGCAORXBU1CA6EAD5LCAPO0NYZCAJKYQWMCA94OMY5CAO4ZCKTCA069ZLU.jpg" border="0" /></a><br />1990’lı yılların başında Porter’ın çevre analizine, Gary Hamel ve C. K. Prahalad gibi şirketin temel yetkinliklerini (core competencies) anlamanın da çok önemli olduğunu vurgulayan düşünürler katıldı.Neredeyse her değişkenin öngörülebilir olduğunu varsayan iş dünyası için, çevresel faktörleri iyi analiz ederek şirketin temel yetkinliklerini iyi tarif etmek, başarıya ulaşmak için garantili bir yol gibiydi. Strateji “sol beyin odaklı” bir iş olarak algılanıyordu ve bu işi hakkıyla yapanlar için başarı “otomatiğe bağlamış” gibiydi. Aslında stratejiyi bu şekilde tarif etmek, insanın hem doğaya hem de belirsiz olan her şeye karşı kendi üstünlüğünü ilan etmesi anlamına da geliyordu. Bu yaklaşım sanayi toplumunun yücelttiği felsefeye de fevkalade uygun düşüyordu. İnsan aklının üstünlüğünü vurgulayan bir yaklaşımdı.<br />Oysa hepimiz çok iyi biliyor ve anlıyoruz ki gelecek hiç de öngörülebilir değil. Hiçbir zaman da öngörülebilir değildi. Sadece o dönemler, biz kendi gücümüzü abartıyorduk.<br /><br />Bugün artık, iş dünyasında hepimiz çok iyi biliyoruz ki, “belirli” olduğunu varsaydığımız bir geleceğe yolculuk yapmıyoruz. Yıkılmaz görünen şirketlerin kumdan kaleler gibi çöktüğü, dünyanın en büyük bankalarının ve sigorta şirketlerinin iflas edip devletleştirildiği bir dönemde, gelecek hakkında hiçbir şey bilmediğimizden kesinlikle eminiz.<br />Ünlü general Carl von Clausewitz, Napolyon Bonapart’ı çok yakından tanıma imkanı bulmuştu. Onun strateji görüşü Sun-Tzu’nunkinden oldukça farklıydı. Sun-Tzu bir dizi veriden hareketle strateji geliştirilebileceğini düşünürken, Clausewitz, “savaş üzerine geliştirilebilecek teknik ya da -matematik teorilerinin yetersiz kalacağını, çünkü savaşın kendi kuralları ve yasaları olmasına rağmen savaşın esasen bir belirsizlik ortamı olduğunu” iddia ediyordu.<br />Ben Clausewitz adını Al Ries ve Jack Trout’un kitaplarından öğrendim. Onlar bizlere “savaş meydanı ve muhabere” mantığıyla konumlandırmayı anlattılar; öğrettiler.<br />Ölümünden sonra, karısının yayınladığı Clausewitz’in Savaş Üzerine isimli kitabı müthiş bir etki yarattı. Herhalde Clausewitz’in teorilerinden yararlanmamış general, devlet adamı, siyasetçi yoktur.<br /><br />Clausewitz’in görüşleri aslında Napoleon Bonaparte’ı gözlemleyerek oluşturduğu görüşlerdi. Clausewitz, Napolyon’un askeri dehasının tek bir yetenekten ibaret olmadığını; aklın ve duyguların -bazen birinin diğerine ağır bastığı- ahenkli bileşiminden kaynaklandığını vurguluyordu.<br />Belirsizlik ortamında nasıl davranmamız gerektiği konusu, strateji ile ilgilenen bütün yazarların ilgisini çekmiş bir konudur. Henry Mintzberg, “Uzun vadeli stratejinin ayakta kalamayacağını” ifade ederken stratejinin,”bir hedef belirleyerek o hedefe doğru gitmekten çok, gelişen olayları izleyerek bunara göre hareket etmek” olduğunu anlatmaya çalışıyordu.<br />Napoleon Bonaparte’ın savaş dehası (stratejik yaklaşımı) işte tam bu noktada, bugünün şartlarında rekabet eden yöneticiler için ilham kaynağı oluyor.Clausewitz’e göre, “ Savaş hiç bir istihbarata yüzde yüz güvenemediğimiz, hiç bir zaman sağlam bir zemine basamadığımız, sürekli olarak tesadüflerin ve şansın belirsizliği artırıcı etkisinde olduğumuz kaygan bir zemindir. Bir savaşta strateji belirlemesi gereken komutan, kendisini durmadan umduğundan farklı gerçeklerin karşısında bulur. İster istemiz planları altüst olur, kararları çok sık kullanılamaz hale gelir. Yeni bir karar almak için ise o anda gerekli veri ve bilgiler elinin altında değildir. Genellikle harekât sırasında ani kararlar almak zorunluluğu vardır. Ne yeni bir durum değerlendirmesine ne de uzun boylu düşünmeye vakit vardır. Cephede oluşan gerçekleranladıkça, kararsızlık azalacağı yerde artar.”<br /><br />Clausewitz’in söylediği bu sözleri ben söylemiş olmak isterdim! Daha önce de ifade etmeye çalıştığım gibi, bir konuyu çok bilmek, çok iyi hazırlanmış olmak, çok deneyimli olmak bile bir şirketin karşı karşıya kaldığı bir soruna en doğru cevabı bulmaya yetmeyebiliyor.<br /><br />Clausewitz, Napoleon’un kazandığı hiç bir savaşta önceden strateji belirlemediğini söyleyerek Napoleon’un savaş dehasını “zamanı, mekanı, olayları çok hızlı kavrayarak belirsizlikleri bir bakışla, ustaca yönetmesine” bağlar. Napoleon zihnini sürekli olarak “şimdiki zamana odaklı” bir şekilde tutar. Savaş alanına hızlıca bakar ve askerlerine ne yapacaklarını emrederdi.Napolyon’un bir bakışta kavrayan “gözünün” (coup d’oeil) sadece duyu organı gözü değil aynı zamanda akıl gözü olduğuna şüphe yok. Clausewitz’in stratejik savaş dehası dediği bu özellikler aslında, hiçbir donanım ya da birikim olmadan, öylesine gaipten gelerek bir anda ortaya çıkan özellikler değildir. Napoleon ile ilgili yapılan biyografik çalışmalara (ve kendi yazdığı savaş üzerine düşünceler kitabına) baktığımızda Napoleon’un bu kadar hızlıca “görmesinin ve karar almasının” arkasında yatan dört temel özellik dikkat çeker.<br /><br />1. Napoleon bir savaş sanatı ustasıdır. “Kitaba inanır.” Kendisinden önce başarılı olmuş komutanların nasıl savaştıklarını, güçlerini ve zaaflarını çok iyi bilir.<br />2. Napoleon, tahmin edilemeyecek çıkışlar yapmayı çok iyi becerirdi. Kendisinden önceki öğretileri, bir bilgelik ve yaratıcılıkla yoğurarak, yeniden birleştirmede, kimsenin tahmin edemeyeceği yeni hamlelere çevirmede üstüne yoktu.<br />3. Aynı zen ustaları gibi, hep “şimdiki zamana (an’a) odaklı” bir düşünce yapısına sahipti. İçinde yaşadığı zamanı, mekânı ve durumu görür, inanılmaz bir hızla tarihin akışını değiştirecek kararlar alırdı.<br />4. Müthiş bir manevi güce sahipti. Büyük sorumlulukları üstlenme kararlılığına ve cesaretine sahipti. Hassas ve kritik durumlarda mantığından çok duyguları ile hareket ederdi.<br /><br />Jurassic Park filminin kitabını yazan Michael Crichton “Gerçek hayat bir kolyede dizili taneler gibi birbirini takip eden, birbirine bağlı olaylar dizisi değildir. Hayat hiç öngörülemeyen hatta çoğu zaman yıkıcı bir şekilde bir olayın diğerini değiştidiği tesadüfler dizisidir.” der. Bugün içinde yaşadığımız dünya böyel değil mi?<br />Bugün başarılı olmak için “belirsizliği kucaklayan” bir düşünce yapısına sahip olmalıyız. Geleceği öngöremeyeceğimiz kesin, değişim bazen çok sert olabilir ve hesaba katmamız gereken o kadar fazla sayıda değişken var ki sadece mantığımızla bu işin üstesinden gelmemiz mümkün görünmüyor.<br />Ben sezgilerimizi dinleme cesaretini göstererek akıl gözümüzden yararlanabileceğimize ve bunu elbette bilgi ve deneyimlerimizle birleştirerek daha hızlı, esnek ve yaratıcı olabileceğimize inanıyorum. Strateji oluşturuken sezgilerimizden de yararlanmamız gerektiğine inanıyorum.Diyor Sayın Temel Aksoy.Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8103975485615769846.post-75258102767082904732009-11-01T17:14:00.000-08:002009-12-17T20:59:15.471-08:00Adım adım iş dünyası<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisnJJ9rsXutuzXYdxIyAe9uCHv8VHHGxs__oalQx-H9FxDZBmw-VtTBrtValLN8EhJHTtpl-DsBM6SUcLkTre5s8kLee8jAlJhhKE15s17LJsYLOpN335D6XTIMwhJyI3XaFH2FIfaG6c/s1600-h/people.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 274px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisnJJ9rsXutuzXYdxIyAe9uCHv8VHHGxs__oalQx-H9FxDZBmw-VtTBrtValLN8EhJHTtpl-DsBM6SUcLkTre5s8kLee8jAlJhhKE15s17LJsYLOpN335D6XTIMwhJyI3XaFH2FIfaG6c/s320/people.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5416436198810286994" /></a><br />Geçenlerde çok güzel bir şey oldu.Yakın bir arkadaşım benden bir arkadaşı için yardım istedi.Bu yardımı benim çevremden ötürü istediğini söyledi ve bu benim çok hoşuma gitti.Gerçekten de çevremde yardım isteyebileceğim yada bir şeyleri danışacağım çok fazla insan var.Bunları neden mi söylüyorum? Çünkü daha öncede dediğim gibi pazarlama ilgilendiğim şeylerin başında geliyor ve Pazarlama deyince benim için en önemli nokta Network'tür.Neden mi? Çevreniz ne kadar genişse ulaşabileceğiniz alanlar, kişiler de o kadar fazla oluyor ki buda pazarlamada daha başarılı bir yer edinmemizi sağlar.Koç Gibi Adamhttp://www.blogger.com/profile/14218618940937265084noreply@blogger.com2